28.10.03

"Doğru yer, mutlu üretimin yapıldığı yerdir"



(Gemide filminden)

Mehmet Aksın, 1968 İstanbul doğumlu. Fransa’ya ilk gidişi, 4 yaşında, annesinin yüksek lisans eğitimi vesilesiyle olmuş. İlkokulu orada okumuş ama Türkiye’ye döndüğünde ilkokula yeniden başlamış. Sonrasında eğitiminin tüm basamaklarını İstanbul’da tamamlayan Mehmet Aksın, en son Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-TV bölümünü bitirmiş. Okuldan sonra 3 yıl Moskova’da bir TV kanalında montajcılık ve haber kameramanlığı işlerinde çalışmış. Sonra, 1997’de yeniden Paris. Avrupa sinemasının merkezi olduğu için.

Düşlerini pek gerçekleştirememiş. Çünkü bir düzen kurulurken orada değilseniz, ne kadar yetenekli de olsanız, o kozanın içine sonradan girmek oldukça zor. Hele ki orada bir geçmişiniz yoksa. Türkiye’de ilk basamaklardan itibaren yavaş yavaş yükselirken, Fransa’da böyle bir geçmişinin olmaması da orada kolayca iş bulamamasında etken olmuş.

Fakat uzun sürmemiş bu dönem; henüz Fransa’dayken, Türkiye’den iş teklifleri ve çağrılar almaya başlamış ve en iyi koşullarda çalışmaya başlamış. “Bu, benim kontrast’ım oldu” diyor.

Çalışma koşulları, iş bulma olanakları gibi konularda Türk ve Fransız sinema endüstrilerini karşılaştırmasını istediğimizde, Fransa’da belli standartların olduğunu ve bunların kurumsallaşmış sayılabileceğini, Türkiye’de ise standartların yapımcıdan yapımcıya değiştiğini söylüyor. “Türkiye’de sinema okulundan yeni mezun olmuş bir gencin biraz enerjik, atak ve biraz zeki olması yeterli” diyor. Fransa’da ise yetenekli olmak daha önemli. Ve Türkiye’deki gençlerin bir mesleğin erbabı olmaktan çok, "o mesleğin erbabı titri"ne sahip olmak istediklerini gözlemlediğini söyleyen Mehmet Aksın, bunu eleştiriyor. Görüntü yönetmeni olma isteğiyle kendisine başvuran stajyerlerin çoğunun aslında bunun ne anlama geldiğini bilmediklerini, görüntü ön-takısı ardındaki “yönetmen” unvanına odaklandıklarını söylüyor.

Önerileri... Yurt dışının görülmesini önerebilirim. Böylece yurt dışının çok da yüceltilmemesi gerektiğini görürler. Doğru yer, doğru üretimin ve mutlu üretimin yapıldığı yerdir. Burada ya da orada, dünyanın her yerinde mesleğinizin en iyisi olmanız lâzım. Bunun için de çalışmak, emek vermek.”


24.10.03

Değişmeyen Tek Şey

Almanya Rüyası! Almanya’daki Türklerin 42 yıllık serüvenini, özellikle ikinci-üçüncü kuşağın Alman toplumuyla uyumunu anlatan bir belgesel. Montajı yeni bitti, yakında gösterime girecek. Belgeselin yaratıcıları Murat Şeker ve Aslı Sayılır.

Altı ay boyunca Düsseldorf, Köln, Duisburg, Wüppertal, Solingen, Frankfurt, Offenbach, Heidelberg, Stuttgart ve Berlin’de 800 kişiyle görüşmüşler.
Murat Şeker, başlangıç noktaları için şunları söylüyor: “Biz İstanbul’daki genç kuşak olarak, kendimize yalancı bir gerçeklik yaratarak yaşıyoruz. Bunu besleyen en büyük etken de kimlik problemi. Böyle bir belgesel projeye girişmemizin mantığı, bunu kurcalamak ve bu gerçekle yüzleşmek aslında.” Özellikle birinci kuşak Türklerin hayatı algılayış ve yorumlayış biçiminin aynı olduğunu ama ikinci ve üçüncü kuşağın değiştiğini söyleyen Şeker, “değişmeyen tek şey, kimlik sıkıntıları azalsa da, gençlerin hem Almanya’da hem Türkiye’de yabancı muamelesi görmesi” diyor.
Aslı Sayılır ve Murat Şeker “Almanya Rüyası” adlı belgesellerinde bunu göstermeyi amaçlıyorlar.